VİCDAN DİNİN YARISIDIR
Vicdan dinin yarısıdır. Evet; İki gündür sosyal medyada ve haber sitelerinde 20 yaşındaki Neslican Tay isimli bir genç kızın yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak vefat ettiği ile ilgili yüzlerce-binlerce haber yazıldı.
Aslında bu benim çok fazla dikkatimi çekmeyen bir haberdi çünkü her gün haberlerde buna benzer birçok vefat haberi görüyoruz. Ama bu sefer iki sebepten dolayı Neslican Tay isimli bu genç kızımız ile ilgili haberler öne çıktı.
Birinci sebep rahmetli Neslican kızımız daha evvel üç sefer kanser denen illet hastalık ile mücadele edip kısmen bu mücadelesini kazanmış, ama illet onun peşini bırakmayıp dördüncü sefer de ona musallat olunca bir bacağı kesilmesine, saçları dökülmesine rağmen yaşama azminden, mücadelesinden, güler yüzünden, etrafına pozitif enerji saçmaktan, diğer hastalara umut vermekten geri durmayıp olabildiğince yaşama tutunmuş, her zaman şükretmiş, haline hiç şikayet etmemiş ve bu yüzden binlerce- milyonlarca insanın gönlünde taht kurmuş.
İkinci sebep ise aslında benim bu yazıyı yazma sebebimdir.
Neslican'ın sosyal medyada dolaşan bazı resimlerinde şortlu olduğu veya askılı elbise giydiği, başını örtmediği görülüyor. Bunun üzerine birçok kişi onun hakkında “Cehenneme gitti”, “Müslüman değildi”, “üzülmedim” gibi dine imana, ahlaka, edebe sığmayan iğrenç yazılar yazdılar.
Bizim kültürümüzde, yetişme tarzımızda, dinimiz ve örfümüzde “Vefat eden birisi hakkında ya güzel konuşun ya da susun” diye tavsiye hatta emir olmasına rağmen vefat eden bu genç kız için ağza alınamayacak hakaret ve isnatlarda bulunanlar hangi dinin mensubu, hangi yetişme tarzının ürünüdürler.
Ayrıca ben; Herkes bu dünyada nasıl yaşadığı ile ilgili hesabını Allah'a verecek diye biliyordum, maalesef kendini (hâşâ sümme hâşâ) Allah'ın yerine koyarak insanlardan kimin cennete, kimin cehenneme gideceğine karar verenler çıkmışlar. Cenabı Allah “Kul hakkı ile huzuruma gelmeyin” dediğine göre eğer birisinin üzerinde kul hakkı yoksa Allah'ın merhametinden hiç bir zaman umut kesilmez.
Hesap soracak olan bizzatihi Cenabı Allah olduğuna göre kimin cennetlik veya cehennemlik olduğuna o kıt akılları ile karar verdiğini zannedenler kendilerini ne zannediyorlar, Kendileri sanki zemzemle yıkanmış, pir-u pak olmuşlarda başkalarının kusurunu, dinini sorgulama cüretindeler.
Herkes kendine baksın, hiç kimse bir başkasının dinini, imanını sorgulamaya veya onunla ilgili karar vermeye ne hakkı var nede haddi var.
Bu illet hastalıkla dört yıl boyunca mücadele etmiş birisi aslında varsa günahlarını da dökmüş sayılır, eskiden bir hastaya giderken “Allah şifalar versin, günahlarına kefaret olsun” diye dua edilirdi, bu kadar hastalıkla boğuşup ta vefat etmiş olan bir genç kızın arkasından eğer biliyorsanız bir Fatiha okuyup dua edin, bunu yapamıyorsanız bari edebinizle susun.
Ruz-i mahşerde cenabı Allah'ın kimi affedeceğini, kimin cennetlik olduğunu, kimin de cehennemlik olduğunu bilmiyoruz, belki de sizin cehennemlik dediğiniz cennete gider, cenneti babalarının tapulu malı gibi görenler ise esfel-i safiline düşer.
Birde birilerine cenneti layık görmeyenler; siz cenneti küçücük bir köy mü zannediyorsunuz, merak etmeyin cennet büyüktür hem de çok çok büyüktür, aynen Allahın rahmeti gibi büyüktür, yani eğer siz cenneti hak etmişseniz ve oraya gönderilecekseniz başkasının cennete girmesiyle size yer kalmaz diye düşünmeyin, cennette hepimize-hepinize yer var ama yalnızca başkasını orada istemeyen hasutlara yer yok.
Cenabı Allah vefat eden Neslican Tay kızımıza rahmet eylesin, ailesine ve sevenlerine sabırlar versin inşallah.
Bu yazıyı buraya kadar okumuşsanız lütfen ya hayırlı ve güzel bir şey söyleyin ya da hiç bir şey söylemeyin.