Dünyaya yeni gözünü açmış bebeğinizin kucağınızda can vermesi
Damatlık yerine kefen giyen genç kardeşiniz
Gelinliği kana ve acıya bulanmış kızlarınız
Sakat kalan,parçalanan aileler
Yüzüne bakmaya doyamadıginız
Ama şimdi darmadağan olmuş komşularınızın cesetleri.
İçinde huzur bulduğunuz ama başınıza yıkılmış eviniz
Binbir zahmetle aldığınız,binmeye dahi kıyamadiginiz yanan arabanız
İçinde gelecek için hayal kurduğunuz şehriniz
Çocukluğunuzun o en güzel anıları ile süslü ama şimdi taş üstünde taş kalmayan köyünüz, mahalleniz
Fatiha dahi okuyamadıginiz dedelerinizin taşı olmayan mezarı
Daha çok öldürmek için vaatlerde bulunan din bezirgânları
Canınızın acısından bi haber din kardeşleriniz(!)
yaşatmak için kılını kıpırdatmayan
Gıyabi cenaze namazı için yarışan üçkağıtçı din tüccarları
Bir lokma için peşkeş çekilen namus ve şerefiniz
Hayatını eğitimine adadınız ama sokaklarda yatan,dilenen evlatlarınız
Çok isteminize rağmen ölüm korkusundan ziyarete gidemediginiz şehir dışındaki dostlarınız
İçinde rabbine durmunu arz ettiğin yıkık mabedin
İlaçsız müdahale yapılan hastaneler
Sığınma noktaları ilan edilen okulların
Mayınla döşenmiş tarlan,bağın,bahçen
Kana bulanmış deniz sahilin
Sevinen düşmanlarının bayramı
Öldürmek için kapısını çaldığın silah tüccarlarının paha biçilmez keyifleri
Ölüm çetelesini reytinge çeviren ulusal medyanız
Kayıp olup giden milli servetiniz
Sen savaş nedir bilirmisin?
Acıyı bilirmisin
Evlat acısını,eş acısını,baba -anne acısını
Yıkılan hayallerinin sende yarattığı tahrifatı
Sen savaş nedir bilir misin ?
Öyle oturup ahkam kesmeye benzemez
Oynadığın bilgisayar oyunuda aldigin zevki alamazsın
Acı,ki yalnız yaşarsa bitistir
gözyaşı ki oda akmaz
ölüm kardeş elinden olunca ki daha bir zor
yoksuluk...
kimsesizlik...
Ve koskoca bir hiçlik
Bir hiç uğruna öldürmek
Ve bir hiç uğruna ölmek
Sahi sen savaş nedir bilir misin?
Nerden bileceksin ki
Sen hiç insan olmadın ki