ÖLÜMDEN DÖNENLER
Deprem çok şiddetliydi. Kurtulanların söyledikleri ise ibret verici. Ayrıca Hollanda arama kurtarma ekibinden biri Adıyaman deprem bölgesinde bulunanlara “siz tanrıyı bu kadar kızdıracak ne yaptınız? Diye sormuş. “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah’a dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”(Rum 41.ayet)
“Enkazdan kendi imkanımla çıktım. Çocuğumun ayağı çok üşüyordu poşetle sardım. Çoraba bile muhtaç kaldık. Gerisini varın siz düşünün.”
“Depremi iliklerime kadar yaşadım. Çok korkunçtu. Aklımda kalan en net şey kırılma sesleriydi. Kıyametin koptuğunu hissettim. Depremin ortalarında ölüm korkusu tüm bedenimi sardı. Şunu anladım ki ancak Allah dilerse kurtulursunuz.” M.K.
“Hiç bitmeyecek sanmıştım. ‘Allah’ım n’olur durdur’ dedim. O kadar şiddetli ve uzundu ki ve tamamen çaresizlikti, yaşam üçgeni oluşturmak mümkün değildi çünkü ordan oraya savruluyorduk. Yaşamamız bir mucize Rabbim kimseye yaşatmasın.”
“Depremin 40. saniyesinde kelime-i şahadet getirdim, hiç canlı çıkacağımı sanmıyordum, ölümün ne kadar yakın olduğunu net bir şekilde gördüm. Rabbim bir şans verdi. Bende kötülüklere tövbe ettim.”M.B.
“Uzun sürdü hiç bitmeyecekmiş gibiydi. Bir ara 4-5sn kadar bir duraksama oldu, sonra daha da şiddetli bir şekilde sallandık. Ömürden ömür gitti. Ölmedik ama yaşayan ölüleriz.” E.K.
“Bu depremde yıkılmayan bina ustalarını kutlamak gerek. Ama bu depremi atlatmış hiçbir binada da oturulmaz artık.” E.E.
“Öyle şiddetli sallandı ki her saniyesi bir dakika gibi uzun geldi. Bence hayatta kalan herkes bir mucizedir. E.B.”
“Dünya hala duruyor mu? Ben kıyamet koptu sandım.”
“Çocuklarla yan yana gittik en azından aynı yerde ölelim’ dedim. Aklımdan geçen tek şey oydu. Kapının eşiğinde kalarak kurtulduk.”
“Herkes birbirine tutundu. Böyle bir sarsıntı yok. Öleceğiz, bina yıkılacak altında kalacağız, çıkamayacağımızı zannettik. Öyle korkunç bir şeydi. Herkes sokakta ağladı, hepimizin psikolojisi bozuldu. Tarif edemem.”
“Kelime-i şehadet getirecek vaktiniz olmaz. Ya kurtulmaya çalışırsınız ya da ölürsünüz”
Enkazdan sağ çıkarılan bir vatandaş! Yardım ekiplerine; “Eşim yaşıyor mu? Ekip Maalesef vefat etmiş, deyince -o zaman Keşke beni de çıkarmasaydınız.” Depremden bir saat sonra yıkılmış binaların yanından; geçerken gelen sesleri duyunca hangi birine koşacağınıza karar veremiyorsunuz. “Yardım edin!, kimse yok muu!, sesimi duyan var mi?, ahhhh!, ayağımm!, kolumm!, babaa!, anneee!, ablaa!, oğlumm!, kızımm!…”