Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakır ve tüm deprem bölgesinde yaşayanlar dikkat! Bu hastalık hızla bulaşıyor!

Bir türlü önüne geçilemeyen uyuz hastalığı günden güne artıyor. Diyarbakır dahil Türkiye’de sık görülen vakaların başında yer alan hastalıkla ilgili doktorlar çareyi ilaçları karıştırıp hastalara vermekte arıyor.

Bir türlü önüne geçilemeyen

Türkiye’de 2020’de neredeyse yüzde 50 oranda artış gösteren uyuz hastalığı, hızla yayılıyor. Doktorların verdiği bilgiye göre bulaşıcı olan uyuz hastalığında parazitler deri altına yerleşiyor ve kaşıntıya neden oluyor. Diyarbakır’da da sık görülen bu hastalık, vücudun sıcak bölgelerinde daha etkili oluyor. Özellikle deprem bölgesinde hijyenin zayıf olması ve toplu halde yaşanması nedeniyle bu hastalığın yayıldığına dikkati çekiliyor.

 

Bazı hastalar, uyuz vakaları başlangıcında hastanelere başvuruyor ancak en erken randevu bir hafta sonraya veriliyor. Kaşıntılarla baş edemeyen hastalar eczanelere yöneliyor. Uyuz tedavisinde en etkili ilaçlardan biri çok pahalı ve SGK tarafından karşılanmıyor. Eczaneler de hastalara reçetesiz satılabilen sağlıklı kremler vererek yardımcı olmaya çalışıyor.

 

Doktorlar da yine daha ucuz ve erişimin kolay olduğu ilaçlardan oluşan bir ‘merhem’in tarifin reçetesini hastalarına veriyor. Eczaneler de bu reçeteye göre yazılan ilacı hazırlıyor. Bu ilaçları sadece uyuz olan hastanın değil, aynı evde yaşadığı herkesin kullanması lazım. İlaç duştan sonra tüm vücuda sürülüyor ve en az dört gün boyunca kullanılması gerekiyor.

 

‘TEDAVİ DÜZENLİ YÜRÜTÜLEMİYOR’

 

Dr. Saffet Ercan da uyuz vakalarının artışında hastanelerden erken randevu alınamamasının etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle deprem bölgesinde hijyenin zayıf olması ve toplu halde yaşanması nedeniyle bu hastalığın yayıldığına dikkat çeken Saffet Ercan şu bilgileri verdi:

 

“Bu artışın sebebine ilişkin birkaç görüş var. Bunlardan ilki ve en önemlisi, zamanında tedavi yapılamaması. Randevu alınmadığı zaman geç tedavi oluyor, tedaviye geç başlandığı zaman da hastalık hem yayılmış oluyor hem de direnci artıyor. Çünkü hastanın sürekli kontrole gitmesi lazım. Önerilen bazı ilaçlar etkili olmadığı zaman yeni ilaçlar denenmesi gerekiyor. Randevu alınamadığı için ikinci kısım da gerçekleşmiyor. Yani tedavi başlasa bile düzenli yürütülemiyor.”

 

‘FARKLI YÖNTEMLE DENENİYOR’

 

Tedavide kullanılan ilaçlara dikkat çeken Dr. Ercen, şöyle konuştu:

 

“Ziver diye bir ilaç var. Bu SGK ödeme kapsamında değil. Bunun etkili bir ilaç olduğunu günlük pratiğimizde görüyoruz. Ancak bu ilacı parası olan alabiliyor. Çünkü bu ilacın dört kişilik bir aileye maliyeti üç bin lirayı buluyor. Bunu da her aile karşılayamıyor. Biz de SGK’nın karşıladığı ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden bazen tedavi süreci başarısız olabiliyor. Bu hastalığın pik yaptığı dönemler olabiliyor. Ne yaparsanız yapın, pik yapıyor. Öyle bir dönem yaşıyor olabiliriz. Uyuz hastalığında birkaç tedavi biçimi var. Bunlardan biri de karışım ilaçlar. Deriye tatbik edilen birkaç seçenek var. Bunlar başarılı olmadığı taktirde en son bu SGK’nın karşılamadığı ilaca başvuruyoruz. Bunu da alabilen alıyor” dedi.

 

 

‘TEDAVİ SÜRECİNE BÜTÜN AİLE DAHİL OLMALI’

 

Tedavi sürene değinen Dr. Ercan, “Bu hastalıkta bütün ailenin, yani kaşınan kaşınmayan tüm aile bireylerinin aynı zamanda tedaviye başlması gerekiyor. Özellikle babalar bu durumu önemsemiyor. ‘Ben kaşınmıyorum nasıl olsa’ deyip ilacı kullanmıyor. Kolay bir şey de değil, ilacı gece sürüyorsun, vücudunda 14 saat kalıyor. Ama bu hastalığın tedavisi evde yaşayan bütün bireylerin aynı anda tedavi edilmesiyle mümkün oluyor. Çünkü belki aktif olmamış yumurtalar var. Henüz akarları çıkmamış olabiliyor. Bu sefer birkaç ay sonra diğerinde çıkabiliyor. O da kaşınmaya başlıyor. Böyle bir kısır döngü halinde o evde bir türlü çıkmıyor bu hastalık” ifadelerini kullandı.