Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Eczacıların sıkıntıları görmezden geliniyor’

Eylül 2023 tarihinde yapılan Diyarbakır Eczacılar Oda Başkanlığı seçimlerinde bayrağı devralan Turgay Yaşar, başkan olduktan sonra kentteki eczacıların sorun ve sıkıntılarını gidermek için kolları sıvadı. Bunun için hummalı bir çalışma başlatan Yaşar, “İlaç sıkıntısının yaşandığı bu dönemde eczacıların yaşadığı sıkıntılar göz ardı ediliyor. İlaçların yüzde 87’sini devlete sattığımız için, burada ana alıcımız devlet. Standart anlamda yüksek vergiler, kiralar ve maaşlar ödeyen işletmeleriz. Hal böyle olunca ilaçların fiyat ucuzluğu konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İlaç fiyat kararnamesinin getirdiği dezavantajlı duruma bağlı olarak ilaçlar ucuz satılıyor, bu anlamda ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.

Eylül 2023 tarihinde yapılan

Hamza Özçelik/Berivan Kılıç

Eylül 2023’de Diyarbakır Eczacılar Oda Başkanlığına yapılan seçimler sonrası başkanlığa Turgay Yaşar seçildi. Ege Üniversitesi eczacılık fakültesi mezunu olan Yaşar, yaklaşık 30 yıldır Diyarbakır’da farklı bölgelerde serbest eczacılık yaptı. Başkanlığa seçilir seçilmez sorunlara el atan Yaşar, eczacıların hem ekonomik hem de satışlar konusunda sıkıntılar yaşadığını ve bunun da esnafları zorladıklarını belirtti. Turgay Yaşar, başta Diyarbakır’da olmak üzere Türkiye’de bulunan eczacıların sıkıntılarını Özgür Haber’e anlattı.

 

 “Teknik olarak ilaç sıkıntısı yok, genel bir ilaç sıkıntımız da yok”
İlaç sıkıntısının olmadığını savunan Turgay Yaşar, “Eczacı her yerde işletme açma hakkına sahip değil, ya işlek bir cadde üzerinde kalabalık bir alanda olması gerekir ya da hastanelere yakın konumlarda olması gerekiyor. Mahallelerde sağlık ocaklarına ve aile hekimliklerine yakın yerlerde eczanelerin olması gerekiyor.  Diyarbakır’da eczane yeri bulmak eczacıya ekstra bir kira gideri getiriyor. Teknik olarak ilaç sıkıntısı yok, genel bir ilaç sıkıntımız da yok, yalnız çocuk hastalıkları olduğu için, dönemsel olarak sıkıntı yaşadığımız zamanlar oluyor” diye ifade etti.

 

“Bazı firmalar ilaç fiyatının ucuzluğundan dolayı Türkiye’ye ilaç vermezler”
Türkiye’de ilaçların çok ucuz olduğunu ve bundan dolayı firmaların ilaç vermediğini söyleyen Yaşar, “Bazı firmalar ilaç fiyatının ucuzluğundan dolayı Türkiye’ye ilaç vermezler ama bir eczanede bir ilaç varsa ilk gelen hastaya verilir. Bir antibiyotiği 80 veya 100 liraya satmak trajikomiktir. İlaç insanlar için önemlidir, bu kadar ucuz olmaması lazım. Devlet bu konuda bir politika uyguladı ve uyguladığı politika anlamında tamamen haklı. Kişinin sadece herhangi bir sosyal güvencesi var diye ilaçlar verilmiyor, devlet kendi sağlık sigortası kapsamında vatandaşına her türlü ilacı alma imkânı sunuyor.  Türkiye’deki ilaç sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok.  Yalnız ilaçların genel fiyatının makul olmadığını düşünüyorum” dedi.

“Ekonomik anlamda eczacılar genel bir sıkıntı yaşıyor”
Eczacıların en büyük sıkıntısının ekonomik olduğunun altını çizen  Yaşar, “Diyarbakır’daki eczacıların sıkıntıları genel olarak fazlayken, birde buna yardımcı eczacılık sistemi eklendi. Yardımcı eczacılık sisteminde kişi mezun olduktan sonraki bir yıllık takvim sürecinde herhangi bir eczanede sigortalı olarak çalışmalı. Hukuk fakültesinden mezun olan bir avukat, mezun olduktan sonraki bir yıl içinde stajını tamamlayamaz ise, avukatlık yapma hakkına haiz olamaz yardımcı eczacılığı da bu şeklide tanımlayabiliriz. Yardımcı eczacı ister kamu eczanesinde isterse de serbest eczanede bu şansını kullanabilir. Bu yıl Diyarbakır’da Eczacılık Fakültesinden 120’ye yakın öğrenci mezun oldu. Bunların eczacılık yapabilmesi için bir yıllık mecburi yardımcı eczacılık yapması gerekir.  Geçen seneki verilere göre Diyarbakır’da sadece 15 tane eczane mecburi yardımcı eczacı alabilir. Gönüllü olarak yardımcı eczacı alan 20 veya 50 eczanemizin olduğunu varsayacak olursak, ortalama 80 kişi bu imkâna ulaşabilir ama buda zor. Bunun maliyeti eczacıya çok gelir ki zaten ekonomik anlamda eczacılar genel bir sıkıntı yaşıyor. Bir birinci basamak sağlık tesisi olduğumuzu söylüyoruz ama işin gerçeği de bu iş ekonomi üzerinden yürütülüyor” dedi.

 

“Eczacıların yaşadığı sıkıntılar göz ardı ediliyor”
Türkiye’de eczacıların sıkıntılarının görmezden gelindiğini belirten Yaşar, “İlaç sıkıntısının yaşandığı bu dönemde eczacıların yaşadığı sıkıntılar göz ardı ediliyor. Serbest ve kamu eczacıları diye ayrılan bu meslek gurubu insan sağlığında en az doktorlar kadar etkili olurken, Türkiye’de kamu ve serbest eczaneler var.  Kamuda çalışan eczacılarımız yapılan son düzenlemelerle, maalesef hak ettiği ücretlendirmeyi alamadı. Ekonomik anlamda sıkıntı yaşayan kamu eczacıları aynı zamanda özlük hakları ve görev tanımlamalarıyla ilgili sorunlar yaşıyor. Herhangi bir hastanede yer bulan kamu eczacıları, ya tuvalet kenarında ya eksi birde, ya da morg kenarında standart dışı yer edinebiliyor. Eczacının daha sağlıklı alanlarda yer edinmesi gerekir.  Her ilçe hastanesinde birer eczanenin olması gerekir. Klinik eczacılığı dediğimiz şeyin de geliştirilmesi lazım. Büyük yataklı hastanelerimizde 30 hastaya düşecek bir tane, eczacı istihdamı ve bunların görev ve etki alanlarının belirtilerek bunlara uygun koşulların oluşturulması gerekir” diye ifade etti.

“İlaçların fiyat ucuzluğu konusunda sıkıntı yaşıyoruz”
Her meslek grupların zam aldığını ama eczacıların zam alamadığını söyleyen Turgay Yaşar, “Bizler diğer meslek gurupları gibi değiliz, ilaçların alımı ve satışı konusunda tamamen devletin kontrolündeyiz.  İlaçların yüzde 87’sini devlete sattığımız için, burada ana alıcımız devlet. Standart anlamda yüksek vergiler, kiralar ve maaşlar ödeyen işletmeleriz. Hal böyle olunca ilaçların fiyat ucuzluğu konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İlaç fiyat kararnamesinin getirdiği dezavantajlı duruma bağlı olarak ilaçlar ucuz satılıyor, bu anlamda ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz.  Türkiye’de enflasyon rakamlarına bağlı, her meslek gurubu kendi hak ettiği zamları aldı, ama bunun eczacılara herhangi bir etkisi olmadı. Şuan ilaç fiyatları normal enflasyonun altındayken giderlerimiz bunun üzerinde ilerliyor, bu noktada sorun yaşıyoruz” diye konuştu.

 

“10 eczanenin 7’si kredi batağının içinde”
Eczacıların kredi kıskacında olduğunun altını çizen Yaşar, “Bugün 10 eczanenin 7’si kredi batağının içinde. Bu eczaneler yüksek faizle aldıkları kredileri, düşük karlarla sürdüremez. Eczanenin sanatını yapabilmesi için kafasının rahat olması gerekir, ekonomik işlerle uğraşmaması lazım. Türkiye’nin ilaç sarfiyatını düşürebilecek tek meslek gurubu eczacılardır. İlacın başından sonuna kadar bütün aşamalar, eczacıların kontrolünden geçiyor. Eczacılar ilaç konusunda her türlü bilgiye sahip oldukları için, gelen hastaları doğru yönlendirebilir. Bir hasta eczaneye girdiği zaman, eczacı kişinin, halinden ne tür bir hastalığa yakalandığını anlar ve doğru tedaviye yönlendirir ”dedi.