Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakır’ın eşsiz mirası: Bazalt Taşları

Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehir. Ancak, bu şehri özel kılan şeylerden biri, çevresinde bulunan benzersiz bazalt taşlarıdır. Diyarbakır’ın tarihi dokusunu ve mimarisini oluşturan bu dayanıklı taşlar, yüzyıllardır bu bölgeye karakteristik bir özellik katmıştır. Peki, bu özel taşların kaynağı nedir?

Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde

Damla Türk

Diyarbakır‘daki bazalt taşları, şehrin çevresindeki Karacadağ’dan gelmektedir. Karacadağ, bu bölgenin doğal kaynaklarından biri olarak, tarihi ve kültürel mirası inşa etmek için kullanılan bu özel taşı sağlamıştır. Dağların volkanik geçmişi, bu bazalt taşlarının oluşumunu şekillendirmiş ve bu dayanıklı malzemeyi ortaya çıkarmıştır.

Diyarbakır’ın tarihi yapısı

Bazalt taşları, dayanıklılığı ve estetik değeri nedeniyle Diyarbakır’ın tarihi yapısının inşasında sıkça kullanılmıştır. Bunun sonucunda, şehirdeki birçok tarihi yapı ve surlar, bu özel taştan inşa edilmiştir. Diyarbakır’ın surları, UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alırken, bu taşlar da ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmıştır.

Hem tarihi yapılara hem de çevreye saygı

Ancak, bazalt taşlarının çıkartılması ve işlenmesi uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Yerel ustalar ve işçiler, bu taşları çıkartmak, kesmek ve şekillendirmek için geleneksel yöntemleri kullanırken, modern teknolojiler de bu süreçte daha etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu, hem tarihi yapılara hem de çevreye saygılı bir yaklaşımı temsil etmektedir.

Şehrin kimliğinin bir parçası

Diyarbakır’ın bazalt taşları, şehrin kimliğinin bir parçası haline gelmiş ve bu bölgedeki zanaatkarlar için bir geçim kaynağı olmuştur. Aynı zamanda, bu taşların çevresel sürdürülebilirlik ve koruma konularında da önemli bir rol oynadığını unutmamak önemlidir. Diyarbakır’ın benzersiz ve tarihi dokusunu oluşturan bazalt taşları, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtan önemli bir doğal kaynaktır.

Karacadağ

Karacadağ, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin yaklaşık olarak ortasında, Diyarbakır havzası ile Şanlıurfa Platosunu kuzey-güney doğrultusunda ayıran sönmüş yanardağdır. En yüksek yeri 1952 m’dir. Karacadağ volkanı akışkan lavların oluşturduğu kalkan yanardağ yapısındadır.120 km çapa, 8000 km²’lik alana sahiptir. %2 gibi oldukça düşük yamaç eğimine sahiptir. Bazaltik lavlardan oluşur. Püskürmeler üç farklı dönemde olmuştur. Karacadağ; Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin illerinin topraklarına yayılır.

Dağın Diyarbakır’a bakan kısmı tarıma uygundur

Volkan üst miyosende faaliyete başlamış, zamanımızdan 100.000 yıl öncesine kadar lav püskürtmüştür. Karacadağ’ın oluşmasında Arap levhasının Anadolu Levhasına yaptığı baskı temel nedendir. Dağın Diyarbakır’a bakan kısmı incede olsa toprak bulunduğundan tarıma uygun, diğer alanları irice taşlı olduğunda tarıma uygun değildir. Dağ yoğun olarak hayvan otlatmada kullanılmaktadır.

Yazı sıcak ve kurak, kışı is soğuk ve yağışlıdır

Karacadağ çevresindeki step iklimi hâkimdir. Yazlar sıcak ve kuraktır. Kışlar soğuk ve yağışlıdır, en faza yağış kışın düşer. En çok yağışın kışın, en az yağışın yazın olduğu Akdeniz yağış rejimi etkilidir. Yakın yıllara kadar üzerinde ormanlar daha fazla iken günümüzde ancak kuytu alanlarda kalmıştır. Meşe, Çitlembik, Alıç, Menengiç, Ahlat, Dişbudak arazide görülen ağaç türleridir.1400 m yüksekliğinden sonra ağaç türleri görülemez, geven ve pişik geveni ortamı kaplar. Karacadağ’ın üzerinde ışınsal doğrultuda yazları kuruyan dereler yer alır.