Feyza SERÇE

ÇEVİRMEN YAZAR   “ESRA DİCLE”

 

Modern Türkiye’nin yetişmiş ve başarılı kadınları her alanda dünya çapında eserler ortaya çıkarıyor. Bilim, sanat, teknoloji, siyaset ve daha birçok alanda etkin olan kadınlar çeviri dünyasında da adlarından oldukça söz ettiriyorlar.

 

 

Bu başarılı kadınlardan biri de Boğaziçi Üniversitesi Türkçe Dersleri Koordinatörlüğü’nde Dr. Öğretim görevlisi olan “RESMİ İDEOLOJİ SAHNEDE” kitabının yazarı, aynı zamanda büyük dedesi Diyarbakırlı şair, döneminde Diyarbakır Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuş Hacı Niyazi Çıkıntaş’ın 4. kuşak torunu, dedesi ses ve saz üstadı Tarık Çıkıntaş’ın torunu olan Esra Dicle.

 

 ------İmge Kitabevi Yayınları’nın Türk Klasikleri Kitaplığı, aynı anda yayınlanan üç kitap olan ÖMER SEYFETTİN (EFRUZ BEY) NAMIK KEMAL (VATAN YAHUT SİLİSTRE) SAMİPAŞAZADE SEZAİ (KÜÇÜK ŞEYLER ile oluşmaya başladı. Türk Klasiklerinin kitaplarının Osmanlıcadan çevirisi projesi nasıl oluştu?

 

Esra DİCLE - İmge Kitabevi Yayınları, Büyük Dünya Klasikleri ve Çağdaş Tiyatro Kitaplığı gibi iki harika seri ile literatüre çok önemli katkılarda bulunuyor, halihazırda. Türk Klasikleri Kitaplığı projesi de serinin editörü Elif Çongur’un düşüncesiyle ortaya çıktı. Özellikle Telif hakları uygulamaları uyarınca Türk edebiyatı külliyatında eserleri serbestçe yayımlanan pek çok yazara, yakın dönemde yeni isimler de eklendi ve yayınevleri pek çok eseri hızla piyasaya sürmeye başladı. Maalesef bu eserlerin birçoğu pek çok sorun ihtiva ediyor. İmge Kitabevi Yayınları’nın Türk Klasikleri Kitaplığı, tüm bu sorunları gidermek ve Türk Edebiyatı tarihini yeniden yorumlamak için orijinal Osmanlıca metinlerin günümüz Türkçesine etkili ve doğru bir üslupla aktarılmasını amaçlayan bir proje olarak ortaya çıktı.

 

-----Türk edebiyatı klasikleri denince hangi dönemi ya da eserleri anlamalıyız?

 

Esra DİCLE - Türk edebiyatı klasikleri denince hangi eserleri anlamamız gerektiği, klasik eserlerin özelliklerinin ne olduğu, bizim klasiklerimizin neler olduğu gibi tartışmalar Tazminat döneminden başlayarak pek çok kez edebiyat gündemini meşgul etmekle birlikte, en genel ve ortalama anlayışla bu soruya şöyle cevap verebilirim.  Türk edebiyatı klasikleri denince ağırlıklı olarak 1850- 1940 tarihleri arasındaki döneme ait, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Samipaşazade Sezai, Fatma Aliye Hanım, Nabizade Nazım, Recaizade Mahmut Ekrem, Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfettin gibi yazarların kurmaca veya kurmaca dışı metinlerin kastedildiğini söylemek sanırım yanlış bir tanımlama olmaz.

 

-----Türk edebiyatı klasiklerinin yayınlanma süreçleriyle ilgili az önce bahsettiğiniz sorunları gidermek için siz Türk Klasikleri Kitaplığı’nda nasıl bir yöntem izlediniz?

 

Esra DİCLE - Öncelikle söz konusu eserin tefrika ve tüm nüshalarına ulaşarak karşılaştırmalı bir okuma yapıldı. Böylece eksiksiz ve tam bir metin oluşturmak mümkün oldu. Daha sonra bu metin, dil içi çeviri yoluyla yani günümüz Türkçesine aktarılarak düzenlendi. Dil içi çeviri yapılırken eserin ilk sunulduğu toplumla şimdiki toplum ve okur profili arasındaki mesafe kapatılmaya çalışıldı. Bunu yaparken eser, dilsel, estetik, tarihsel, kültürel bağlamlar gözetilerek yorumlandı, eserde var olan dönemin kültürü, gündelik hayatına dair detayların ve yazarın estetik – dilsel tutumu ile ilgili hususiyetlerin korunmasına azami özen gösterildi.

 

------Sevgili Dicle İmge Kitabevi Yayınları’nın Türk Klasikleri Kitaplığı’nda hangi eserleri bulabileceğiz?

 

Esra DİCLE -Hem çok bilinen, her devrin okuruna seslenebilen, her yeni okumada başka yönlerini keşfettiğimiz, Türk edebiyatının kurucu metinleri sayılabilecek İNTİBAH, MAİ VE SİYAH, EYLÜL, FELATUN BEY İLE RAKIM EFENDİ, KUYRUKLU YILDIZ ALTINDA BİR İZDİVAÇ, ŞAİR EVLENMESİ, AŞK-I MEMNU, ZEHRA gibi eserler hem de AKABİ HİKÂYESİ, NEMİDE, SEFALET gibi fazla bilinmeyen fakat Türk edebiyatı klasikleri anlayışının yeniden yorumlanmasına katkıda bulunacak eserler yer alıyor.

 

-----Edebiyat dışında sevdiğin sanat dalları neler?

 

Esra DİCLE - Orta okuldan beri iyi bir tiyatro izleyicisi olarak büyüdüm, şimdi de ne mutlu ki bir anlamda işimin bir parçası oldu ve tiyatro üzerine çalışmalar, dersler, atölye programları hazırlıyorum, imkânlar dahilinde bir dönem 19. yüzyıl Batı resmi ve tarihi ile ilgilenmiştim. Müzik de hayatımda önemli bir yer tutuyor aslında. Çok küçükken annemin huzur veren sesiyle okuduğu Türk Sanat Musikisi şarkılarını dinlediğimi hatırlıyorum. “Menekşe gözler hülyalı, bakışları çok manalı…” Sanırım bu hatıraların etkisiyle o anlarda duyduğum dinginliği, huzuru, biraz da mahzunluğu aradım hep şarkılarda ve bana bu duyguyu yeniden hissettiren hangi müzik türü olursa dinlemekten hâlen büyük keyif alıyorum. Rahmetli dedem Tarık Çıkıntaş da Diyarbakır’ın önemli saz ve ses sanatçılarından biriydi, onun hatırası, sesi, türküleri evimizde hep oldu. Müzik bu nedenle mazi demek, aile demek benim için sanırım.

 

-----Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden birinde ders veriyorsun. Çevirmensin, aynı zamanda yazar. Hangisi sana daha çok keyif veriyor?

 

Esra DİCLE - Hepsi birbirini besleyen alanlar, hepsinde sürekli yeni bir şeyler öğreniyorum. Elbette uzun bir süre tek başına düşünüp, araştırıp, oluşturduğum bir metnin okura ulaşması, bende ilk başta biraz gerginlik, o metinden kaçma veya sürekli çeşitli kusurlar bulma gibi bir duruma yol açsa da çok büyük bir mutluluk ve rahatlama anlamına geliyor. Bununla birlikte sınıfta olmak, öğrencilerle birlikte edebiyat üzerine konuşup tartışmanın enerjisi ve tatmini de çok yüksek. Ve uzun zamandır birkaç arkadaşımla, zaman zaman öğrencilerimin ve hocalarımızın da desteği ile Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde, köy okullarında, ilçelerde, tüm kitap, mobilya, ihtiyaç ve gereçleriyle kütüphaneler kuruyor olmamız, tüm emek veren destek olan insanların katkılarıyla bu sosyal sorumluluk projelerinin ortaya çıkmasının verdiği heyecan, oradaki çocukların yapılan kütüphaneleri ilk gördüklerindeki yüz ifadeleri, sevinçleri benim için çok değerli, bugüne ve geleceğe dair son derece umut verici.

 

------Türk klasiklerinden sayılan kitaplardan AŞK-I MEMNU dışında hangi romanın sinema veya dizi film olmasını isterdin?

 

Esra DİCLE - Edebiyat ve sinema-televizyon arasında çok yaratıcı, besleyici bir ilişki olsa da her iki alanın da kendi içinde bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sinema başka bir alan, edebiyat başka bir alan. Yöntemleri, üslupları, dünyaları başka. Roman ve dizi veya sinema uyarlaması karşılaştırılarak değerlendirildiğinde nerdeyse hiçbir edebiyat okuru uyarlamadan memnun kalmaz. Fakat ortaya iyi bir sinema filmi çıkmış olabilir yine de. Ben de bu konuya tereddütlü yaklaşanlardanım. Ama her türlü zorluğu da hesaba katarak AHMET HAMDİ TANPINAR’ın “SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ“ romanının dünyasına, diline, estetiğine yakın durarak oluşturulmuş bir sinema uyarlamasını sanırım izlemek isterim.

 

------ Yeni kitapların çeviri heyecanlarını biz okurlarınla buluşturman dileğiyle sana başarılar diliyorum. Sen ve tüm okurlarım sevgiyle kalın…

 

Yazarın Diğer Köşe Yazıları

25.08.2019
30.12.2018 CELAL SEVİMLİ