SAVAŞ VE KAOS
Geçenlerde gazete haberlerine bakarken HDP Diyarbakır Milletvekili Sayın Altan Tan ile ilgili yapılan haberlere baktım. Söyledikleri takdire şayan olsa da şaşırttı beni. Sayın Tan ikinci dönem HDP çatısı altında milletvekilliği yapıyordu. Şimdi dile getirdiği meseleler bir kaç yıldan beri vardı. Acaba, neden şimdi dile getirme ihtiyacı hissediyordu.
Altan Tan cümlesi cümlesine şöyle diyor: Türkiye ile kavgası olanlar var, diyor. Ne acayiptir ki şunu da söyleyebiliyor: Recep Tayyip Erdoğan'ı devre dışı bırakmak isteyen güçler var, diyor. Söyledikleri bunlarla sınırlı değil. Okudukça insanın yerinden doğrulup, biraz hava alması gerekiyor. Okuduktan sonra enine boyuna düşünüp yeniden okuma, yeniden düşünme ve öylece değerlendirme gerektirecek kadar dikkat isteyen bir süreçten geçerek değerlendirmelerimi yazmaya karar verdim.
Devam ediyor Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili söyledikleri: Ak Parti'yi iktidardan düşürmek isteyenler varmış. Bir de direkt islamla kavgalı olanlar varmış. Bunların tamamı siyasi kavgalarına alet olarak Kürtleri seçti kelimeleri de aynı haberin içinde geçenlerdir. Yine bizzat Sayın Altan Tan'ın söyledikleridir. Kürtler isyan etsin vursun, kırsın, onların amacı gerçekleşsin derken; amaçlarının Türkiye'yi dizayn etmek olduğunu da vurgulamadan geçmiyor. Sorusunu da sorduğunu röportajı okuyan herkes görmüştür. Sorusu şöyle: Vurmak ve kırmakta Kürtlerin faydası ne?
Ben de Sayın Tan'a şu soruyu sormak isterdim: Son dönemlerde gelişen olaylarla binlerce insan hayatını kaybetti, binlerce anne ve baba gözyaşlarına boğuldu, binlerce kadın eşini kaybetti, yuvası dağıldı, işyerleri talan oldu, on binlerce insan ekmeğe muhtaç oldu, o zaman neredeydiniz? Savaş filmlerinde seyrettiğimiz sahnelerde gördüğümüzün aynısında binlerce insan kaybederken bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçti. O zaman kaç numaralı gözlükle bakıyordunuz hayata?
Aynı kültürle ama farklı dillerle konuşan aynı ülkede yaşayan insanlar gurubunu birçok ülkenin fitnesi ile bir birine vurduran, kırdıran durumu görmezden gelebilen veya görmeden gelenlerin bu konuda sorumluluğu büyüktür. İnşallah en kısa zamanda Sayın Tan gibi herkes geleceğin muhasebesini yapıp gençlerin hayatta kalmasına, anne ve babaların ağlamamasına vesile olur.