DEVLET BİÇİMLERİ
Bölgesel Devletler
Bölgesel devlet kavramı, Üniter devletin bünyesinde türetilen hukuksal ve siyasal bir yönetim biçimine işaret eder. Bu kavram Avrupa kamu hukukunda uzun yıllardır tartışılan konulardan biri olmuştur. Tespitlerimize göre bu tartışmalardaki temel sorular şöyle sıralanabilir:
1) - Bölgesel devlet, gerçek anlamda devletin unsurlarını taşıyan niteliklere sahip midir?
2) - Üniter devlet bünyesinde, merkez- çevre ilişkisi bakımından Bölgesel Devletin aldığı konum ve kullandığı yetkinin alan ve sınırları nerede başlar ve biter, nereye kadar uzayıp genişler?
3)- Bölgesel Devlet, ekonomik sosyal, kültürel, etnik ve ulusal içeriklere göre şekillenen bir siyasi ve idari yapı olarak görülebilir mi?
Ortaya atılan bu sorular; siyaset bilimcilerinin, Anayasa hukukçularının ve diğer alan uzmanlarının ilgi ve tartışma odağındaki ağırlıklarını korumayı sürdürüyor.
Bizim birinci soruya yanıtımız, Bölgesel devletin, bir devlet olmadığı yönündedir. Yukarıdaki bölümde devletin hangi unsurları içerdiğini belirtmiştik: Devlet, gerek içe gerek dışa karşı kuvvet tekelini elinde bulunduran ve kullanan, belirli bir insan topluluğunun, belirli bir toprak üzerinde egemen olmasıyla oluşan, hukukî kişiliğe sahip devamlı bir teşkilattır. Bölgesel devlet bu unsurlara ve fonksiyonlara sahip değildir. Bölgesel devlet, ulusal devletin ve merkezi yönetimin özerk siyasal birimidir. İtalya, bütünüyle bölgeselleşmiş bir yapıya sahiptir. İtalya’da daha güçlü olan bu tür bölgesel birimler, Fransa’da daha zayıftır. İngiltere’deki bölgelerin statüsü ve ulusal devlet içinde aldığı rol İspanya’dakinden güçlü değildir. Birleşik Krallık memleketlere ve milliyetlere bölünmüştür. Bu milliyetlerin kendi parlamentoları yoktur. Özellikle İtalya ve İspanya’da söz konusu bölge yönetimlerinin rolü, yasama yetkisi farklı olmakla birlikte tümünde ortak olan özellik, ulusal politikaların belirlenmesinde ağırlıklarının ya hiç olmaması veya çok sınırlı olmasıdır. Bundan başka bu siyasal özerk yönetimlerin kendilerine özgü yargı erki bulunmamaktadır. Mali açıdan da söz sahibi son noktada kendileri değil merkezi devlettir.
İkinci olarak, Bölge devletleri, adı üstünde, bölgeseldir. İtalya’dakiler böyledir. Başka bir deyişle, bölge, merkezi ulusal devletin egemen olduğu ülkenin bir parçasını oluşturur. Ülke bütünlüğünün ve bölünmezliğinin bir parçasıdır. Bu özerk siyasal birimlerin Ulusal devletten, self-determinasyon, kendi geleceklerini belirleme ve ayrılma hakları yoktur.
Bölgesel devletlerde bir diğer dikkati çeken siyasal ve idari ilişki, özerk bir yasama organı ve sayılı konularda yetki paylaşımı olmasına karşın, özerk birim iki başlıdır. Yerel özerk birimin yetkili makamının yanında (üstünde demek daha doğru) merkezi devletin tayin ettiği bir yetkili yer alır.
Bir diğer önemli husus, Bölgesel devletler, bir tarihi kimlik, kültürel bir topluluk veya milliyet esası üzerinde kurulma gibi bir koşula dayanmaz. Belçika’da, federasyondan önce, bölgeler vardı; federasyondan sonra federe devletlerin hala “bölge” olarak anılmaları, alışkanlıktan öte bir anlam içerir. Durum İtalya"da ekonomik, siyasi ve coğrafik faktörlere göre gelişmesine karşın, İspanya"da ve İngiltere"de kısmen kültürel ve etnik-milliyet unsurları kapsayacak biçimde farklı yönetim birimlerinin ortaya çıkması şeklinde gelişme göstermiştir. İspanya"da Bask, Katalan ve Galiçya bölgeleri bu niteliktedirler. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, bütün bu siyasal gelişmeler ve oluşumlar üniter devlet biçimi bünyesinde varlık bulmuş olmakla birlikte İtalya"daki ve İspanya"daki veya Birleşik Krallıktaki örnekler birbirinden oldukça farklı özellikler göstermektedirler. İspanya"daki özerk birimler, genel olarak "Özerk Topluluklar" olarak adlandırılmaktadırlar.