Tahir Elçi açıklaması: Bu cinayetin kararının Kürt toplumunun nezdinde bir anlamı yok’

Tahir Elçi açıklaması: Bu cinayetin kararının Kürt toplumunun nezdinde bir anlamı yok’

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde vurulan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüne dair açılan davanın 11’inci duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, 3 sanık polis hakkında beraat kararı verdi.

Duruşmayı CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi katıldı.

Karar öncesi salonu boşaltan avukatlar, Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare’ye kadar yürüyüş yaptı. Burada açıklama yapan avukatlar mahkemenin sanık 3 polise beraat vermesine tepki göstererek, “Tahir Elçi bugün bir daha vuruldu” diye belirtti.

Dört Ayaklı Minare önünde konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “Tahir Elçi davası cezasız kalmayacak” dedi.

‘BU CİNAYETİN KARARININ KÜRT TOPLUMUNUN NEZDİNDE BİR ANLAMI YOK’

Eren konuşmasını şöyle sürdürdü: “Belki bugünün siyasal iktidarı, siyasal atmosferi böyle bir kararın çıkmasını sağladı. Ama bir gün mutlaka Tahir Elçi’nin gerçek failleri yargı önünde hesap verecek. Biz bugün buraya gelirken neyi sizlere göstermek istedik. Biz sadece anma günlerinde buraya gelirdik. Tahir Elçi’yi her 28 Kasım’da burada anardık. Başkanımıza verdiğimiz sözü, tam da vurulduğu yerde, bu kadim mekanda bir kez daha kamuoyuna açıklamak için geldik. Kararımızı, irademizi, gücümüzü göstermek için buraya geldik. Şuan beraatle sonuçlandı ama istinafa, Yargıtay’a, Anayasa Mahkemesi’ne, AİHM’e bu dosyayı muhakkak taşıyacağız. Bir kez daha tekrarlıyorum: Bu cinayetin kararının Kürt toplumunun nezdinde bir anlamı yok. Kürt toplumu da Türk toplumu da Tahir Elçi cinayeti ile ilgili kararını ilk gün vermişti. Bu kararı da Tahir Elçi’nin kimliği üzerinden vermişti. Tahir Elçi’nin insan hakları mücadelesi üzerinden vermişti. Tahir Elçi’nin neden hedef gösterildiği üzerinden vermişti. Bu karar bizler için geçerli olan karardır, başımızın üstünde yeri vardır. Biz toplum vicdanındaki bu kararın mahkeme salonlarında tutanaklara geçmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.”