Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Sadece Sur’un değil diğer ilçelerin de yardımına koştuk’

Kızılay 11 Haziran 1868’de kuruldu. Kurulduğu günden bu yana ülkemizin en zor zamanlarında (savaş, deprem, sel, heyelan vb.)  halkın yardımına koşan Kızılay, her ne kadar bazen tartışılsa da ülkemizin en önemli kurumların başında geliyor.  6 Şubat depreminde halkın yardımına koşan Kızılayın kollarından bir olan Sur ilçesi Kızılay Şube başkanı Cüneyt Özmen, deprem döneminde sadece Sur‘da değil diğer ilçelere de çok sayıda yardımda bulunduklarını söyledi. Depremde Kızılay şubesi yönetim kurulu olarak 7-24 çalıştıklarının altını çizen Özmen, “Sağ olsunlar gönüllü vatandaşlarımız da bizlere çok yardımcı oldu” dedi.

Kızılay 11 Haziran 1868'de

Berivan Kılıç / Süleyman Aydın

Ülkemiz 6 Şubatta çok büyük bir deprem felaketi yaşadı. AFAD’la birlikte vatandaşların yardımına ilk koşan kurum yine Kızılay oldu. Çadır yardımı ve Kan konusunda halka büyük bir yardımda bulunan Kızılay, 11 ilde de varlığını hissettirdi. Bu yardımlardan birini yapan Diyarbakır’ın Sur ilçesi Kızılay Şubesi oldu. Diyarbakır’ın Sur ilçesi Kızılay Şube başkanı Cüneyt Özmen deprem boyunca hem Sur ’da hem de Diyarbakır’ın diğer ilçelerine yaptıkları yardımları Özgür Habere anlattı. Başta battaniye, çocuklar için mama, su, gıda ve giyim yardımı yaptıklarını söyledi. Sur Şubesi olmalarına rağmen diğer ilçelere de yardım ettiklerini anlatan Özmen, “Bağlar, Yenişehir, Kayapınar gibi merkezi ilçeler ve merkez de olmayan ilçelerden gelen bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını temin etmeye çalıştık” dedi. Özmen deprem döneminde yapmış oldukları yardımları Özgür Haber’e şu şekilde anlattı;

Kızılay depremden bu yana ne gibi çalışmalar yaptı?

Cüneyt Özmen: Depremde Kızılay şubesi yönetim kurulu, kadın kolları ve genç Kızılay kolları olarak 7-24 çalıştık. Çalışmalarımız genel olarak, camilerde ve toplu iş merkezlerinde ve düğün salonunda ikamet eden mahalle sakinlerinin yemek ihtiyacını gidermeye yönelikti. Hayırseverlerin yardımlarıyla aş evlerine ulaşan yemekleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Elbirliği ile dar imkânlar çerçevesinde gönüllülerimizin araçlarıyla sokaklarda kalan depremzedelere ulaşmaya çalıştık. Surda kimsenin ulaşamadığı depremzedelerimize yemek yardımında bulunduk ve bunların barınması için Sur ’da yapılan yeni yerleşim alanlarına yer bulamayan 500 ailemizi yerleştirdik. Bazı ailelerimize yakacak temininde bulunduk. Bu soğukta terlikle gelenler oluyordu biz hemen ayakkabı veriyorduk.  Böyle bir zamanda bizlere yardım eli uzatan çok oldu. Diyarbakır yeni halde dondurulmuş sebze stoku vardı bunlar pikaplar aracılığıyla bizlere ulaştırıldı. Gelen dondurulmuş sebze stoklarını vatandaşlara eşit derecede dağıttık. Sağ olsunlar gönüllü vatandaşlarımız da bizlere çok yardımcı oldu.

‘VATANDAŞLARIMIZIN İHTİYAÇLARINI TEMİN ETMEYE ÇALIŞTIK’

6 Şubat Maraş merkezli deprem kışın yaşandı bu yüzden soğuk hava söz konusuydu. Bu süreç içerisinde halkta korku ve panik vardı, insanların evlerinde değerli eşyaları olmasına rağmen evlerinin terk etmek zorunda kaldılar. Kış aylarında özellikle battaniye olmazsa olmazımız, çocukların günlük ihtiyaçlarına yönelik mama ve bezler başta da su ihtiyacını gidermek önemli. Vatandaşlarda genel olarak temel gıda dışında giyim ve battaniye ihtiyacı vardı.  Burada bir fuar alanı vardı. Yurt dışından gelen giyim ve barınma ihtiyaçlarından yararlanmak için, bu fuarda bulunan yetkili kişilerle müracaata geçtik. Sağ olsunlar onarda bize giyim ve barınma ihtiyaçlarından fazlasıyla gönderdi. Bağlar, Yenişehir, Kayapınar gibi merkezi ilçeler ve merkez olmayan ilçelerden gelen bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını temin etmeye çalıştık.

Türkiye’ye baktığımızda vatandaşlarla beraber deprem sürecinin üstesinden geldiniz, bunun altında yatan maneviyat nedir?
Cüneyt Özmen
: Halk olarak ruhumuzda yardımlaşma var. Buda biraz İslam dinine birazda kültüre dayanıyor.  Bundan dolayı bizim halkımız yardımı sever. Vatandaş birbirine yardım ettiği zaman mutlu oluyor. Kızılay insanlara sadece yardım etmiyor, vatandaşlar arasında çıkan anlaşmazlığı da çözmeye çalışıyor, bu yüzden Kızılay halk için ihtiyaçların karşılanmasıyla bir rehabilite merkezi haline gelmiş.  Avrupalıların zihniyetinde böyle bir şey yok olması da söz konusu değil. Yardımlaşmadan örnek verecek olursam,  Diyarbakır’ı eski çeşmelerini anlatayım sizlere, çeşmelerin hemen üstünde küçük pencereler vardır, insanlar eskiden oraya sadaka koyardı. Hastasının iyileşmesi için veya başka bir niyetle o pencereye sadaka bırakırdı. Muhtaç olanlar oraya giderdi sadakayı alırdı. Veren elde alan elde bilinmezdi.

İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor. Deprem olduktan sonra insanlarda bir korku ve panik yaşanıyor, bu deprem yaşanırsa yetkililer ve vatandaşlar ne yapmalı?
Cüneyt Özmen
: Vatandaşların can güvenliği çok önemli, böyle bir durumda paniğe kapılmamak gerekir çünkü o esnada kimisi pencereden atlıyor, kimisi balkondan atlıyor.  Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) bununla ilgili sürekli bilgilendirme yapıyor. İnsanları bilinçlendirmek için eğitim veriyor. Kızılay kendi içinde personellerine depremle alakalı eğitim veriyor. Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığının  (AFAD) topluma yönelik daha geniş çaplı eğitim vermesi gerekiyor. Bu eğitimle insanlar korku ve panik esnasında duygularını kontrol edebilir. Sur şubesi olarak deprem sürecinde bağlar şubemize gittik. Herkes Kızılay önünde sıralanmıştı, bizimde imkânlarımız kıt olduğu halde elimizden geleni yapmaya çalıştık. Depremleri hayır fırsatına çevirmemiz gerekirken maalesef onu ticaret fırsatına çeviriyoruz. Varlık içinde olan insan, her zaman böyle kalacak diye düşünmemeli. Bu durum Allah korusun bir gün onu da etkileyebilir. Bu böyle durumlarda ev kiralayan insanların empati kurarak evlerinin uyguna kiralaması daha uygun olur.