Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakır’da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

Kürtçe hizmet vereceğini açıkladığı için elektronik kelepçe takılarak eve hapsedilen Pîne Kafe’nin sahibi Ramazan Şimşek, iki sokak ötedeki işyerine gidemiyor. Şimşek, işlerini telefonla yürütebiliyor.

Kürtçe hizmet vereceğini açıkladığı

Diyarbakır’da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi’ndeki Sanat Sokağı’nda Pîne isimli kafenin işletmecisi Ramazan Şimşek, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nda Kürtçe hizmet vereceğini açıkladığı için gözaltına alındı. Mahkeme, Şimşek’in ayağına elektronik kelepçe takarak, ev hapsi verdi.

 

‘BAHÇEYE DAHİ ÇIKAMIYOR’

Şimşek, ev hapsinde olduğu için iki sokak ötedeki kafeteryasına gidemiyor. İhtiyaçları ise, ziyarete gelen arkadaşları ve yakınları tarafından gideriliyor. Şimşek’in, Kürtçe hizmet verdiği için gözaltına alınmasına sebep olduğu Pîne Kafe iki sokak ötede. Ancak ev hapsinde olduğu için, sınırları yaşadığı dairenin dış kapısına kadar. Şimşek, kapının dışına çıktığı an, elektronik kelepçe sinyal verdiği için, polis kontrole geliyor.

Diyarbakır'da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

‘HAPİSHANEDE GARDİYAN, EVDE BEN KAPATIYORUM’

Gözaltına alınmadan önce işlettiği kafeyi ev olarak da kullandığını belirten Şimşek Amida Haber’e konuştu. “Ev hapsi cezası aldığı zaman, evim yoktu kiralık ev buldum” diyen Ramazan Şimşek yaşadıklarını şöyle anlattı: “Evim olmadığı için birkaç gün zaman kazandım, kısa sürede ev buldum ve yasağım başladı. Bu duruma yabancı değilim; daha önce 4 defa tutuklandım ve yaklaşık 6 yıl cezaevinde kaldım. İlk defa ev hapsi alıyorum. Hapishanede gardiyanlar kapıyı kapatıyor, evde ise üzerime kapıyı ben kapatıyorum. İkisi de sonuçta hapishane. Çok farkları yok.”

Diyarbakır'da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

SPOR VE KİTAP…

Ev hapsinde spor ve kitap okumayı aksatmayan Ramazan Şimşek, günlük rutinini bozmadığını söyledi. Kafeteryadaki işleri telefon aracılığıyla halleden Şimşek, “Gün içerisinde uyanıyorum, kahvaltımı yapıyorum, ev içerisinde sporumu yapıyorum, kitaplarımı okuyorum, Pine kafedeki işlerimi yiyenlerim veya destekçilerin aracılıyla hallediyorum. Kafede ne var, ne eksik, nasıl yapılması gerekiyor diye onlarla konuşuyorum. Bu yüzden sürekli iletişim halindeyiz. Günüm böyle geçiyor. Zaman zaman desteklemek içim misafirler geliyor. Onları ağırlıyorum” diye konuştu.

 

‘SÖZLERİM ÇARPITILDI’

Ramazan Şimşek Kürtçe hizmet verme kararının çarpıtıldığını söyledi. Bazı kesimler tarafından bilinçli olarak hedef gösterildiğini belirten Şimşek, “Bir saldırı ile karşılaşacağımızı ve sorular soracaklarını bekliyorduk. Ancak bu kadar gündemde kalması ve bazı kesimler tarafından ‘Türkçe yasaktır’ gibi çarpıtılması nedeniyle saldırıya maruz kaldık. Bu saldırıyla, Kürt dilinin ticarette birincil dil yapılmaması için bir mesaj verilmeye çalışıldı” dedi

Diyarbakır'da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

‘TRT KURDİ’DE KÜRTÇE PROGRAM YAPILIYOR’

Şimşek, olayın küçük bir kafeye değil, bir dile saldırı olarak zihinlerde yer edeceğini ve bu durumun insanları daha fazla inciteceğini belirtti. Ayrıca, devletin Kürtçe yayın yapan kanalı TRT Kurdi’yi örnek göstererek, devletin kendisinin Kürtçe programlar yaparken bir kafenin Kürtçe hizmet vermesinin yasaklanmasının çelişkili olduğunu söyledi.

Diyarbakır'da ‘Kürtçe kafenin’ sahibi hapsedildiği evinde konuştu

‘DİL KONUŞULURSA TEHLİKEDEN KURTULUR’

Enaf ve halkın kendisine sahip çıktığını belirten Şimşek, “Bu sadece bir kafeye sahip çıkma değil, bir dile sahip çıkmadır. Kürt geleneğini ve kültürünü bir korku olarak görüyorlar, bu korku artık ortadan kalkmalı. Dil sadece evde konuşularak korunamaz. Okullarda yasak, ticarette konuşulmuyor. Çocuklarımızın ismi Kürtçe ama Türkçe konuşuyorlar. Bu, Kürtçenin yok olma yolunda olduğunu gösteriyor. Dil ne kadar konuşulursa halk arasında o kadar yayılır ve bu şekilde tehlikeden kurtarılabilir” şeklinde konuştu.