OLGUNLUK
OLGUNLUK
Olgunluk, koşarak yaşadığımız günleri, yürüyerek yaşadığımız zamanlarda anmamızdır. Gençliğin geçkinlikte anılmasıdır bir nevi. Hoş illaki yaşın ilerlemesi de gerekmez her zaman olgunluk için. Ne gençler vardır manen geçkin olan kim bİlir…
Olgunluk… Olgunluk, şüphesiz güzel duygudur. Duygudur diyorum çünkü inanıyorum ki her insan ulaşmıyor bu duyguya ya da ulaşamıyor. Bu olgunluk zamanlarımız farkındalığımızın artmaya başldığı ya da çoktan artmış olduğu zamanlardır. Muhasebe ve kayıt dönemlerine giriştir bir nevi. Eksilerle artıların karşı karşıya geldiği ve bazen de birbirine geçtiği ortamlar ve anlardır.
Bunların nezdinde hazmedebilmek önemli bir yere sahiptir. Çünkü olgunluk, geçmişi olumlu ya da olumsuz yüzümüze vurur. Vurur çünkü bilir ki artık hazmedebilecek çağa gelmişizdir biz olarak. Kavga etmeyeceğimiz bilir geçmişimizle ve iyi tanır bizi bu olgunluk denilen duygu. Ne zaman geleceğini her zaman bilmez, bazen çocuklukta yakalar bizi bazense otuzlarda kırklarda… Bazense hiç uğramaz hayatımız boyunca.
Kısacası olgunluk, (eğer uğrarsa tabii) yaşanılan iyi-kötü günleri tebessümle anabilmektir. Asla çatışmamak, ders çıkarmaktır bizi bu mertebeye getiren günlerden. Ayrıca, ders çıkarabilmek için illaki kötü olması gerekmez, iyi günler de büyük sınavlardır bizler için.